‘Odak Kaydıran Duygu’ların Hayatımdaki Yeri Ne?

Nedir ‘odak kaydıran duygu’? Duygusal olarak değer/kıymet verdiğiniz biri ya da bir şeyin sizin üzerinde bıraktığı yoğun etki. Elbette yine sizin izninizle.

Siz izin vermeden kimse odak noktanızı, hedefinizi değiştirebilir mi?

-Hayır.

İzin verildiği kadar haremizin içerisindedir sevdiklerimiz.

İzin verdiğimiz kadar duygularımıza ya da yaşamımıza dokunabilirler.

 

Ne kadar izin vermek gerekir?

-Bunun tek bir tarifi yok, izin verdiğin kadar ordadırlar.

 

Çözüm yolu nedir?

-Hayır diyebilmek. Kendi isteklerini dile getirebilmek.

 

Ne zaman hayır diyebilirim?

- Karşınızdaki insandan çok, hissettiğiniz duyguya odaklanırsanız, içinizde sıkışan bir şeyler var ise ‘hayır’ demenin zamanı gelmiştir.

 

Son dönemde o kadar çok yapmak istedikleri şeyleri sırf etrafındaki insan ya da iş/olaylardan dolayı yapamayan/yaşayamayan insanlarla karşılaşıyorum ki.

 

Odaklandığımız konulara dönmemiz gerektiğini düşündüğümden yazmak istedim…

 

Hatırla!

 

İnandığın ve çaba harcadığın onda şeyi düşün…
Geldiğin yolu düşün…

Kendini düşün.
Yapabildiklerini ve yapamadıklarını,

Hayal ettiklerini ve çoktan unuttuklarını.

Bir insana çocukken yardım ettiğin o ilk anı düşün…

 

Sonra, şu an canını sıkan şeyi düşün, enerjini alan, seni sen olmaktan uzaklaştıran şeyi.

İstişare et kendi içinde.

-Değer mi?

-Hayır mı?

O zaman hemen kalkıp, devam gerekir.

Kişisel Menkıbem

 

Her insanın bir kişisel menkıbesi var aslında. Dünyada gerçekleştirmeyi hedeflediği bir amacı.

Niyet ettiği, yapacağına inandığı bir heyecanı. Kendini adadığı bir şey. Onu bulduğunda yolu su misali, akar durur. Karşısına bir olumsuzluk çıktığında ise ‘insanoğlu’, ‘umut’ ile ‘olumsuzluğun’ arasında sıkışır kalır.

 

Hayallerine/hedeflerine ve umut ettiklerine odaklanırsan, tüm olumsuzluklardan bir adım daha öteye gitmiş olursun.

 

Kendin olursun.

 

Yolun açık olsun!

Yorumlar
Kalan Karakter 800