Anlayacağımız dilden 'Sermaye Piyasası' -1

Sermaye piyasası araçlarını en kolay şekilde nasıl anlatırım?

Doğuş Grubu iş birliğiyle, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSMEK, T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Para Durumu tarafından 2011-2015 yılları arasında gerçekleştirilen ‘İstanbul Finans Merkezi Yolunda Hedef 20 Bin Kadın’ projesinin seminerlerinde konuşmalar yaptım.

Konu sermaye piyasası araçlarıydı. Katılımcıların hepsi kadın ve çoğunluğu ev kadınıydı. Katılımcılarımıza sermaye piyasası araçlarını anlatacaktım. Nasıl anlatmalı ve nasıl kolay anlaşılabilir şekle sokmalıydım.  

Sermaye ve Piyasa kelimeleri bana yol gösterdi. Piyasa arz edilen malın talep eden satıcıyla buluştuğu bir ortamdı.

Sermaye ise halk arasında “para” olduğuna göre pazar ve para benim çocukluğumda fark etmeye başladığım ve uygulamasını yaşadığım iki önemli kavramdı. Çünkü annemle birlikte her hafta Beşiktaş’ta kurulan Cumartesi pazarına giderdik. Annem pazardan yapacağı alışveriş için belli bir para ayırır, ihtiyaçları belirler, bu miktarla alışveriş yapardı. Sebze, meyvenin iyisini seçerdi. Nasıl seçileceğini öğretir, tanıdığı, bildiği, sahte çürük, bozuk mal satmayanları tercih ederdi.

Bunları düşündüğümde, seminerlerde yapacağım konuşmaların anlatım şekli belli olmuştu. “Semt Pazarları”. Semt pazarı anlatımıyla sermaye piyasalarını anlaşılır şekilde anlatabilmek kolaylaşmıştı. Özellikle sermaye piyasası araçlarını ev kadınlarımıza anlatmak, onları aydınlatmak ve bilgilendirmek yerinde olur.

Hepimiz biliriz, doğrudan ya da dolaylı evin bütçesinin yönetiminde kadınların payı çok önemlidir. “Yemez yedirir, giymez giydirir” ve bu duyguyla ailesinin hayatını düzende tutmaya çalışır. Bu nedenle bu ve konuyla bağlantılı sürecek diğer yazılarımı bu konuda henüz bir fikri olmayan kadınlarımız için yazacağım.

Peki, pazarda neyi ararız, neye bakarız? Önce güvendiğimiz satıcıyı ararız, varsa ona gideriz, yoksa tavsiyelerle buluruz. Öyleyse birinci kavramımız “Güvenilir” olmaktır. Güvenilir satıcı biliriz ki malın iyisini, kalitelisini, bedel olarak da değerinde satar yani ne çok ucuz ne de çok pahalıdır. Malın bir maliyet fiyatı vardır. Yetiştirilmesi, tarladan toplanması, nakliyesi, pazara gelmesi, çalışan insan, yakılan mazot ve benzeri birçok unsur o malın size ulaşıncaya kadarki fiyatını oluşturur. Son olarak da pazardaki satıcı kendi karını koyarak sizin satın alım fiyatınızı belirler. İşte bu aşamaların tamamı güvenilir olmanın yanında “şeffaf”, “adil” ve “hesap verebilir” nitelikte olmalıdır. Nasıl ki, belediye zabıtaları pazarı denetler ve disiplin dışında olanları pazardan çıkarırsa, Sermaye Piyasalarını denetleyen ve düzenleyen, idari para cezasına karar veren kuruluş Sermaye Piyasası Kurumu ve bu kurumu yöneten Sermaye Piyasası Kurulu’dur (Kurul). Demek ki, sermaye piyasası kurulu, piyasanın (pazarın) gözetimi, denetimi, düzenlenmesinden sorumludur ve piyasanın adil, şeffaf, hesap verilebilir ve tabii ki sürdürülebilir olması bakımından gerekli düzenleme ve denetlemeleri yapmakla ilgili kanunla kurulmuş ve görevlendirilmiştir.  

Bir malı satın alabilmek için önce ilgili pazara girmek gerekir ve kurulacak pazarlar (semt pazarları) belediyeler denetimindedirler, izinle kurulurlar ve burada mal satacaklar izin alarak pazara girebilirler. İşte sermaye piyasalarında gördüğümüz duyduğumuz pek çok çeşit malın ve bu malın satıcısının, sermaye piyasasına (pazara) girmesi için öncelikle Kurul’dan izin almaları şart ve esastır. Başka bir deyişle, Kurul’dan izin alınmadıkça hiçbir sermaye piyasası aracı (malı) pazara (borsaya)  giremez. Yani siz ilgili pazardan bir sermaye piyasası aracı satın almak istiyorsanız biliniz ki bu mal için mutlaka Kurul’un izni alınmıştır, izni alındığına göre malın kalitesi, doğruluğu, şeffaflığı ve güvenilirliği kabul edilmiş ve gerekli denetimi yapılmıştır. Pazara girdikten sonra da bu gözetim ve denetim düzenli şekilde devam ettirilecektir. Özetle, siz sermaye piyasalarından bir ürün satın alacaksınız Kurul tarafından denetiminin yapıldığından ve yapılmaya devam edileceğinden emin olabilirsiniz.

Bu ürünleri satanların satış izni nasıl varsa, Sermaye Piyasasındaki ürünleri pazara sunanların (üretenlerin) ve bu ürünlerin satımına aracılık edenlerin de yetki belgesi/izni vardır ve bunlar sadece Sermaye Piyasası Kurulu tarafından hak edenlere verilmektedir. Pazara girecek ürün nasıl izne bağlıysa, bu ürünü satabilmek, satılmasına aracı olabilmek de yetki almayı gerektirir. Demek ki, siz bir sermaye piyasası kuruluşuna gittiğinizde öncelikle bu kuruluşun “işlem yapma yetkisi” var mı yok mu bunu sormalısınız. Onlar da size göstermeliler. Kaldı ki bu yetki belgesini görebileceğiniz bir yere görülebilecek şekilde asılması zorunludur.

Siz de alıcı olarak ilgili pazara girebilmek için söz konusu sermaye piyasası kuruluşunda hesap açmış olmalısınız. Yani siz de kendinizi bir alıcı ve sonrasında aldıklarınızı geri satabilmek için bir satıcı olarak görebilmeniz için ilgili sermaye piyasası şirketi ile bir sözleşme imzalamalı ve bir yatırım hesabı açmalısınız. Siz de şeffaf ve hesap verebilir bir konuma gelmelisiniz.

Sermaye piyasalarınsa çok çeşitli ürünler bulunmaktadır. Şirket payları (hisseler), yatırım fonları ve fon katılım payları, yabancı para, kıymetli madenler, türev araçlar, gayrimenkul sertifikaları özetle üzerine bir kıymet (bedel) giydirilmiş, değer izafe edilmiş ürünlerdir. Hepsinin bir alım fiyatı ile satım fiyatı vardır. Bu fiyatlar günlük olarak değişkenlik gösterir. Arz ve talep dengesi dediğimiz kavram ile pazarın karşılaştığı ekonomik şartlar bu fiyat dengesini oluşturur. Örnek olarak Antalya’da seraların, bahçelerin ve tarlaların fırtınadan zarar görmesi neticesinde ürün fiyatları nasıl artıyor, pazara sokulan ürün miktarında nasıl bir azalma oluyor ve fiyatlar değişiyorsa, sermaye piyasalarındaki ürünler de ekonomik ve Pazar şartlarından çok çabuk etkilenirler ve fiyatları güncel olarak artar ya da azalır.

Bu nedenle siz pazara alışveriş için giderken, elinizdeki para ile hava durumu koşulları ve pazara girecek ürünlerin durumu hakkında Antalya’daki hava durumunu takip ediyorsanız, sermaye piyasasından bir ürün satın alacak ya da elinizdeki ürünü satacaksanız genel olarak ekonomik şartları iyi gözlemlemelisiniz, öğrenmelisiniz ve yorumlamalısınız. Yani pazara giderken sahip olduğunuz “bilinç” sermaye piyasalarında “yatırımcı bilincine” dönüşmeli. Ürünün iyisi, kalitelisini nasıl arıyor ve buluyor, paranızın kıymetiyle orantılı alışverişinizi yapıyorsanız, sermaye piyasasında da bu bilinçte olmalısınız. Bu bilinci basit bir şekilde anlatalım; siz pazara bir haftalık ihtiyaçlarınızı karşılamak için gider, alışverişinizi yapar ve bir hafa bekleyerek yeni ihtiyaçlarınız için yeniden pazara gidersiniz. İşte sermaye piyasaları da buna benzer, sizin alacağınız sermaye piyasası ürünü için kendi durumunuzu bilerek (bilinçle) bekleyeceğiniz bir yatırım süresini tespit etmelisiniz. Bu süre kısa, orta ve uzun vadeli olmalı. Haftalık, aylık ve yıllık bir dönemi kendinize bekleme süresi belirlemelisiniz. Satın alacağınız ürünlerin fiyatının aldığınızın altına düşmesinde telaşa kapılmadan bekleyebilmeli, ya da zararınızı bilerek satarak çıkmalısınız. Bu nedenle kendinizi tanımanız, paranızın kıymetini bilmeniz, asla borçla bir ürün satın almamanız, kendi paranızla yatırım yapmanız çok önemlidir.

Özetle alım yapacağınız sermaye piyasası ürününü “ evinize götüreceğiniz ekmeğin parası ile asla almamalısınız”

Haftaya devam edeceğiz.

İyilik ve güzellikleri diliyorum. 

Devamı: 

Herkesin anlayacağı dilden Sermaye Piyasası - 2

Etiketler sermaye piyasası
Yorumlar
Kalan Karakter 800